3 Mart 2014 Pazartesi

Aşığa - Leman Özkangil

AŞIĞA

Karşıdan geçmekte sazı elde âşık.
Kalbi tahassürle* dolu bağrı açık.
Gurbet elde yürüyor, yurdundan uzak.
Gönlünün yaşıyla ıslanıyor toprak.

Bedeni zayıf, boy uzun, benzi sarı.
Titrek bir sesle söylüyor mısraları.
Saz, kalbine tercüman olmuş ağlıyor,
Sesle, bibahtlar ummanında çağlıyor.

Uzaklaşmakta meçhul derdin kurbanı,
Sessizce geçmiş bir aşkın kahramanı.
Bir tepe arkasına gizlendi gitti...

Ağır ağır silindi o silüeti,
Sanki, önümden geçmiş bir hayaletti.
Bilmeyip yalnız duyduğum aşkı gibi…

*tahasüsr = özlem



AKROSTİŞ

Latif bir manzara ettirir tecessüm,
Elem dağıtan yüzündeki tebessüm.
Mavi sularıyla nehrin o âhenkli akışının,
Akşamı -bahar yelinin yaprak hışırdayışının,
Nefis hülyavi tablosunu yaratmağa muktedir,

Öten kuşlar gibi yürüyüşündür bir âlemi sihir.
Zevkli tabiatım nadide şaheseri gözlerin,
Kasırgalar koparıp yerini tutuyor sözlerin.
Ahter* dolu firuze arşıdırlar çölde gecenin.

Nur saçan ferleriyle bu iki kor parelerin.
Garam için yaratılmış kadınlar bahçesinin.
İhtişam-ı tenasüp menkıbelerinden biri.
Lahuti* varlık olan sensin, ey nadide huri!


*ahter = şans
*lahuti = ilahi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder