Yılbaşı
gecesi...O an, bu geceyi türlü eğlencelerle çılgınca geçiren şehirlileri
düşünerek mırıldandım:
Siz;
gurbet acısını duymayan bahtiyarlar.
Siz;
elem görmeden yaşlanan ihtiyarlar!
Bilir
misiniz hiç?
Ne acı
sırlar saklıdır şu yanan tezekte?
Düşünür
müsünüz hiç?
Ne
gurbet yaşları dökülmüştür şu ıslak döşekte?
Mes’utlar; neş’esiz geçen güne ağlıyanlar!
Bahtı
açıklar; eğlenceli bir âtiye bel bağlıyanlar!
Biz;
dağlarda mesken kurmuş gurbet yoldaşları,
İnzivayla
bağdaşmış arkadaşları,
Bilmem
düşünür müsünüz hiç?
AT
AT
Sinende
toplanmıştır Ün, şeref ve şan.
Senin
âşığınım ey mübarek hayvan!
Bu
milleti fetihlere sen koşturdun,
Üstündeki
süvariyi sen coşturdun!
Erişilmez
kudretine sen hız verdin,
Ayakları
önüne cihanı serdin!
.
Bir
şahlandın, kendini buldun Yemen-de,
Bir
kişnedin, eğildi önünde belde!
Haşmet
ve vakarınla arza nam saldın,
Bütün
zaferlerde Şeref payı aldın
Eğer
sağlamsa yapın, adın küheylân.
Er
Mehmetçiğin hayalindesin her an!
Bir
sembolsün zafer abidelerine,
Mevzusun
meşhur cenk kasidelerine!
Söyle
taptığım mübarek hayvan söyle!
Kime
medyunsun bu seviyeni
Nasıl,
Millet erişirken gayelere,
Demek
yükseldin bu âli payelere?L.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder