1 Şubat 2014 Cumartesi

HANGİSİNE / SÜRAHİ



Ben bir Sümerliydim; tapardım Tanrı diye semalara,
Kuşlara vatan, yıldızlara mekan bu engin yerlere.
Acıkınca varlığımı bırakırdım kendimi oralara,
Doyunca aç ruhumu veda ederdim bu zengin yerlere.

Bir tatlı yaz gecesi sakin oldum bir vahaya çölde,
Uykuya dalmışken bir su hışırtısı işittim gölde.
Uyanıp doğruldum, sanki büyülenmiştim öyle kaldım.
Karşımdaki çıplak; bir melek mi, kadın mı anlamadım.

Yalnız, heykel kadar düzgün, mevzun bir dişi benlik gördüm
Bakışlarımla, bu tabloyu kalbimin üstüne ördüm.
Örterken onu ay ışığında palmiyenin gölgesi,
Işıldıyordu ben, sihirliyen iki kor paresi.

Sordum kendime: hangisine tapayım, batıl sözlere mi?
Yoksa arşı sinesinde toplamış o mavi gözlere mi?



SÜRAHİ
Karşımda bir servetle dolu sürahi,
Etrafında birkaç kuru bardak, tehi*.
Ey sessiz su, konuş ey kudreti-hafi*.
Senin yokluğunu kim eder telafi?!.
  
*gizli
*boş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder